"Kaos ve hengameye neden olacak" (Video)

Eğitim - Sen Karadeniz Ereğli Temsilciliği tarafından, çeşitli konularla ilgili Atatürk Anıtı önünde basın açıklaması yapılarak, protesto gösterisi gerçekleştirildi.

"Kaos ve hengameye neden olacak" (Video)

Eğitim - Sen Karadeniz Ereğli Temsilciliği tarafından, çeşitli konularla ilgili Atatürk Anıtı önünde basın açıklaması yapılarak, protesto gösterisi gerçekleştirildi.

08 Eylül 2022 - 11:01

Haber merkezi - Karadeniz Ereğli Eğitim - Sen Temsilcisi Duygu Aydın tarafından, 7 Eylül Çarşamba, Atatürk Anıtı önünde saat 17.30’da basın açıklaması yapıldı. 30’a yakın Eğitim-Sen üyesinin yer aldığı protestodaki dövizlerde; “Söz, yetki, karar öğretmene, eşit işe eşit ücret- Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) iptâl edilsin, banka promosyonları yenilensin, bizi sefalete mahkûm eden düzenle geçinemiyoruz, sınav değil mesleki itibar” ifadeleri dikkat çekti.


İlçede bazı okullarda, depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle gecikmeli şekilde kararı alınan onarım ve yenileme çalışmaları sebebiyle ortaya çıkan sıkıntılarla ilgili, Eğitim Sen Temsilcisi Duygu Aydın; “2022-2023 eğitim öğretim yılı 5 Eylül itibariyle başlamıştır. 12 Eylül Pazartesi’de tam açılma olacaktır. Plansızca yapılan çalışmalar kaos ve hengame yaratmaktan öteye gitmiyor. Eğitim emekçileri olarak mutlu ve başarılı bir çalışma yılının hayalini kurarken birçok sorunla mücadele etmek durumunda kalıyoruz” dedi.

“DEPREM RAPORLARI AÇIKLANSIN”

Aydın, açıklamalarını şu ifadelerle sürdürdü;

“25 Ağustos 2022 Perşembe itibariyle ilgili okullara yıkım ve güçlendirme kararlarının tebliğ edilmesiyle eğitim öğretimi büyük oranda sekteye uğratacak olan bir sorunla karşı karşıya kaldık. Zonguldak ve Karadeniz Ereğli’de bazı okulların yıkılacağı, bazılarının güçlendirileceği ve bazılarının da ikili eğitime geçeceği duyuruldu. Binlerce öğrencinin ve bir o kadar da öğretmenin hayatını etkileyen bu değişikliklerin yükü yine okul idareleri, öğretmenler ve velilerin sırtına yüklenecek gibi görünüyor.

Eğitim - Sen olarak bilimsel veriler çerçevesinde düşünmeyi, düşünce üretmeyi, çalışmayı ve planlamayı temel aldıklarının altını çizen Duygu Aydın; “Depreme dayanıksız okulların yıkımı ve yeniden yapılması, destekleme ve güçlendirme çalışmaları şüphesiz ki kimsenin karşı duracağı bir durum değildir. Ancak okulların yıkım kararına gerekçe gösterilen deprem raporlarının kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir. Ayrıca il ve ilçedeki eğitim öğretimde yetkili olan kurumların alternatif çözüm yolları üretmeden aldıkları –aileyi, öğrenciyi, öğretmeni adeta hiçe sayan kararların, bilimsel çalışmalar sonucu olduğunu düşünmüyoruz. Görüyoruz ki bir komisyon oluşturulmadan plansızca yapılan çalışmalar kaos ve hengame yaratmaktan öteye gitmiyor.”

“EĞİTİM ÖĞRETİMDEKİ EŞİTSİZLİK DAHA DA DERİNLEŞECEKTİR”

“Milli Eğitim Bakanlığı’nın hedefi, tüm okulları tekli eğitime geçirmekken, ikili eğitime geri dönmek; ekonomik, güvenlik, öğrenci servisi, kantin, çalışan ebeveynler için bakıcı ya da kreş problemlerini de beraberinde getiriyor. Özellikle sabit gelirli ailelere servis ücreti başta olmak üzere ciddi yük bindireceği aşikârdır. Bu uygulama ile eğitim öğretimden umudunu kesen ekonomik durumu yerinde olan aileler çocuklarını özel okullara çekmeye çalışacaktır. Eğitim öğretimdeki eşitsizlik daha da derinleşecektir. İlçe Milli Eğitim bu süreçte çözümü okul idarelerine bırakmaktansa, sorumluluk alarak yaşanabilecek olumsuzlukları minimuma indirecek sağlıklı bir planlama yapmalı ve kamuoyunu bilgilendirmelidir.”

“BANKA PROMOSYONLARI YENİLENMELİDİR”

Ülkemizde son aylarda enflasyonun kontrolden çıktığını öne süren Aydın, banko promosyonlarıyla ilgili şunları kaydetti:

“Eğitim emekçileri için sorunlar bu kadarla da kalmıyor! Ülkemizde son aylarda enflasyon kontrolden çıkmış, işçi ve emekçiler başta olmak üzere geniş halk kitleleri zamlar altında ezilerek geçim derdine düşmüştür. Yıl başından bu yana Türk lirasında yaşanan aşırı değer kaybı ve yüksek enflasyon nedeniyle daha önce imzalanan ve halen yürürlükte olan banka promosyon sözleşmeleri sebebiyle kamu emekçileri ciddi anlamda ekonomik zararla karşı karşıyadır. Enflasyonun yüzde 20’nin altında olduğu ve çalışanların bu enflasyona göre maaş ve ücret zammı aldığı dönemde imzalanan sözleşmeler, resmi enflasyonun yüzde 80’lere ulaştığı, çalışanların maaşlarının enflasyon farkı nedeniyle arttığı dönemde bütün anlamını yitirmiştir.

Bankaların karlılık oranı yüzde 300’leri aşmıştır. Bir yandan milyonlarca ücretli çalışan açısından büyük ekonomik kayıplar söz konusuyken, diğer yandan bankaların bilançolarında dikkate değer kâr ve kazançların ortaya çıkması, promosyon sözleşmelerinin mevcut ekonomik koşullara uygun olarak güncellenmesini gerektirmektedir. İlçe Milli Eğitim bu konuda somut adım atmakta geç kalmıştır! Biran önce bu sorunun eğitim emekçileri lehine çözülmesini talep ediyoruz.”

“ÖMK İPTAL EDİLSİN”   

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun iptali konusunda, Eğitim Sen İlçe Temsilciliği adına açıklamayı sürdüren Aydın, şöyle devam etti; “Biz eğitim emekçilerinin çalışma hayatına etki eden, öğretmenler arası dayanışmayı yok edip çalışma barışını bozacak olan, meslek onurunu, itibarını hiçe sayan, Öğretmenlik Meslek Kanunu ve Kariyer Basamakları sınavı dayatmasını kabul etmiyoruz.

Hayatında bir kez sınıfta ders işlememiş öğretmenliğin cefasını çekmemiş, fedakârlığın meyvesini tatmamış ve öğrencilerin gözlerinde kendisini görmemiş kişilerin hazırladığı ve bizlere dayattığı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu kabul etmiyoruz. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun öğretmenlerin temel haklarını içermediği ve aksine birçok hak kaybına yol açacağı kısa bir süre içinde çok daha iyi anlaşılmıştır. Tamda bu sebeple Öğretmenlik Meslek Kanunu’na seminer ve sınav dayatmasına karşı öğretmenler tek ses olmuş ve tepkilerini çığ gibi büyütmüşlerdir.

Bakan Mahmut Özer’in, ‘Sınavı biz değil sendikalar istedi’ ve ‘Mülakat olmasın diye sınav yapmak istedik’ gibi birbiriyle çelişen açıklamaları, öğretmenlerin tepkisinin çığ gibi büyümesinden kaynaklanan bir tedirginliğin ve paniğin sonucudur. Kapalı kapılar ardından eğitim emekçilerini yönetmeyi ilke edinenler ile siyasi iktidarın çıkarlarını gözetmeyi sendikacılık sayanlar ise biden bire aklanma telaşına düşmüşlerdir. Öğretmenlerin sosyal medya üzerinden ders verircesine geliştirdiği tepki sonucunda, hem MEB hem de yandaş sendika yaşatılan saçmalığın sorumluluğundan kurtulma çabasına girmiştir.

Öğretmenlerin ortak taleplerine kulaklarınızı tıkamayın, gözlerinizi kapatmayın ve öğretmenlerin iradesini yok saymayın! Alın size sınavdan geçebilmenizin yolu… İyi dersler!”

Haber: Timuçin ÖZAT




Bu haber 1125 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum