Bazı bilgileri ilk defa...

“Tarihte İlkler” kataloglarından ilginç gelen bilgileri okuyucularımız için derledim. Haber portalımızda her hafta yayınlanacak “İLKLER” ve “ENLER” bölümünün başlangıcını ilkler ile yapıyoruz.

Bazı bilgileri ilk defa...

“Tarihte İlkler” kataloglarından ilginç gelen bilgileri okuyucularımız için derledim. Haber portalımızda her hafta yayınlanacak “İLKLER” ve “ENLER” bölümünün başlangıcını ilkler ile yapıyoruz.

Bazı bilgileri ilk defa...
18 Nisan 2021 - 23:53

Haber Merkezi - Her hafta sonu haber portalında hafta içi de gazetemizde yayınlanacak olan “İLKLER-ENLER”de onlarca çeşit konuda karmaşık şekilde binlerce maddelik bilgilerle derlenecektir. Bazı bilgileri ilk defa duyacak bazı bilgilere şaşıracak bazılarına da inanamayıp, tekrar araştırma içerisine gireceksiniz. Ayrıca, günlük yaşamda işimize yarayacak genel kültürün yanı sıra pratik ve enteresan bilgi aktarımları da olacak.

Birden fazla kaynaktan derlediğimiz ilk paylaşımımızda 15 madde derledik…

İLK TÜRKÇE GAZETE

Türkçe ilk gazete 1828'de Kahire'de yayınlanmaya başlayan Vekdyi-i Misriye'dir. Bugünkü Türkiye sınırları içinde çıkmış ilk Türkçe gazete ise 1831'de yayimlanan Takvim-i Vekayi'dir. Takvim-i Vekayi, 11. Mahmud'un isteği üzerine çıkarılmıştı ve devletin resmi sözcülüğünü yapıyordu

İLK ASFALT

Bugün büyük ölçüde petrolden elde edilen ancak Trinidad Gölü gibi bazı yerlerde doğal olarak da bulunabilen asfaltın ilk kullanımı, M.Ö. 2500 yıllarında oldu. O tarihlerde, Pakistan'daki Mohenjo-Daro hamamlarının tuğlaları arasında yapıştırıcı olarak asfalt kullanıldı. Aynı dönemde, Mezopotamya'da ilahlar için döşenen kadirim taşlarının birbirine yapışmasının asfaltla sağlandığı da biliniyor. Katranla taşın karışımından oluşan ve "tarmakadam" denilen bir tür asfalt ise, ilk kez 1845 yılında Nottinghamshire'da kullanıldı. Günümüzde yol kaplaması olarak çok gerekli olan asfalt ise, otomotiv sanayisindeki gelişmeler üzerine 1920'li yıllardan itibaren dünya ölçüsünde önem kazandı.

İLK NÜKLEER SANTRAL

Bu tür bir santral, ilk kez 27 Haziran 1954 günü, Sovyetler Birliği'nde, Moskova'nın 88 kilometre uzağındaki Obninsk yöresinde kuruldu. Buradan üretilen elektrik enerjisi, endüstride ve tarımsal işletmelerde kullanıldı. Kullanılabilir kapasitesi, 5 bin KW(kilowatt) idi.

İLK KALP AMELİYATI

Doğrudan kalbi ilgilendiren ilk ameliyat, 9 Eylül 1896 günü, Frankfurt kent hastanesinde Doktor Louis Rehn tarafından gerçekleştirildi. Hasta, 22 yaşındaki bahçıvan yamağı William Justus'tu. Meyhanede çıkan kavgada, kimliği bilinmeyen bir saldırgan tarafından göğsünden yaralanmıştı. Sağ karıncıkta, 1.5 santimetre uzunluğunda bir yara görüldü. Yaradan kan büyük bir hızla akıyordu. Yara, ipek tamponlarla kapatıldı ve plevra ile kalp zarı çevresindeki kan birikintisi temizlendi. Hasta, kısa süre içinde tamamen iyileşti. 10 yıllık meslek yaşamı süresinde Dr. Rehn tarafından gerçekleştirilen 124 kalp ameliyatında, hastalardan yüzde 40'ı iyileşti. Daha önce, kalbinden yaralanan kişilerde ölüm oranı yüzde yüzdü.

İLK BİSİKLET

Bisiklet ilk kez 1839 yılında İngiltere'nin Dumfries yöresinde, Courthill kasabası demircilerinden Kirkpatrick Macmillan tarafından yapıldı. Yaklaşık 27 kilo ağırlığındaki araç, tahta bir iskeletten oluşuyordu. Ön tarafına bir at başı geçirilmişti. Demir tekerleklerinden öndekinin çapı 80 cm, arkadaki ise 105 cm idi. Pedallar, kranklar aracılığıyla arka tekere bağlanmıştı ve ayakların ileri geri hareketleriyle devinim kazanıyordu.

İLK BOŞANMA

Resmi yasalarla ilk boşanma, 1546 yılında İngiltere'de oldu. Standon kentinden Lady Sadleir, ilk kocası Mr. Barr'ın, günün birinde ortadan kaybolması ve bir daha görünmemesi üzerine, aradan yıllar geçtikten sonra, Sir Ralp Sadleir ile ikinci evliliğini yapmıştı. Ne var ki, bu evliliğin mutlu günlerinde, Margaret Sadleir'in eşi, hiç beklenmedik bir biçimde ortaya çıktı. Kilise, bu durumda Leydi Sadleir'in ikinci evliliğinin geçersiz olacağını ve ilk eşine dönmesi gerektiğini ileri sürdü. Oysa şanssız kadın, ikinci evliliğini hiçbir art niyeti olmadan, ilk eşinin öldüğüne kesinlikle inandığı için yapmıştı. Bu durumu göz önüne alan İngiliz Parlamentosu, özel bir yasa çıkartarak Margaret Sadleir'i ilk eşinden boşanmış sayarak ikinci evliliğini geçerli gördü.

İLK MATEMATİK PROBLEMİ

M.Ö. 1700 yılından kalma bir Mısır papirüsünün üzerinde, Ahmes adlı bir yazar tarafından yazıldığı anlaşılan şu satırlar vardı: "Bir uzunluk, kendisinin yedide biri kadar bir başka uzunlukla toplandığında ortaya çıkan sonuç 19 olduğuna göre, acaba bu uzunluğun kendisi ne kadardır?" Ahmes adlı yazar, aynı papirüsün üzerinde, sorunun çözümünü rakamlarla değil, belirli birtakım sembollerle yapıyordu. Bu örnek, bugün bilinen cebir kavramının ilk örneğidir.

İLK FUTBOL

Bugün bildiğimiz anlamda futbola benzeyen bir oyun. M.Ö. 500 yılında Çin'de oynanıyordu. Avrupa'da ise, M.S. 4. yy'da Yunanlılar ve Romalılar, topa tekme atarak onu taşımayı ve belirli bir hedefe götürmeyi amaçlayan bir oyun oynuyorlardı. Bu oyunda, topu ele almak da serbestti. 1800'lü yıllarda, futbol, ragbiden ayrı bir spor dalı olarak gelişti, ama 1863 yılında İngiliz Futbol Federasyonu'nun kurulmasından sonra bile, topu ele almak ve rakibe tekme atmak yasak değildi. Bu konuda ilk yasaklar, 1871'de uygulanmaya koyuldu.

İLK TÜRK FUTBOL TAKIMI

İlk Türk futbol takımı ise Fuad Hüsnü Bey ile Reşat Danyal Bey tarafından devrin hafiyelerinden kaçabilmek adına 1896 yılında İngilizce isimle kurulan 'Black Stocking (Siyah Çoraplılar)' olmuştur. Bu takımın Rumlarla Papazın çayırında 1901'de oynadığı maç ise bir Türk takımının ilk futbol maçı olarak kayıtlara geçmiştir.

CUMHURİYET DÖNEMİNDE KURULAN İLK SPOR KULÜBÜ

Altınordu Spor Kulübü, Cumhuriyetin ilanından yaklaşık 2 ay sonra 26 Aralık 1923 tarihinde 11 kişi tarafından İzmir'de kuruldu. Süleyman Ferit Bey ise Altınordu'nun kurucu başkanı ve isim babası oldu. İstanbul'da da aynı ismi taşıyan bir kulüp daha vardı. Bu durum Vali Yardımcısı Murat Bey'e bildirildi ve bir sorun olmayacağı anlaşılarak kulübün ismi tescil ettirildi.  Renkleri kırmızı-laciverttir. Kulüp şu anda 1. Lig'de mücadele etmektedir. Süper Lig'in kurulduğu ilk sezonda yer alan 16 takımdan bir tanesidir.

İLK HAVA YOLU

Tarifeli seferlerle yolcu taşıyan ilk hava yolu bağlantısı, St. Petersburg ile Tampa arasında, "St. Petersburg-Tampa Airboat Line" adı altında 1 Ocak 1914'te kuruldu. Yolcular, 20 mil genişliğindeki Tampa Körfezi üzerinde teker teker taşınıyorlardı. Benosit tipi uçan-geminin pilotu Tony Jannııs idi. Uçağa binmek için 5 dolar ödeyen yolcular, böylece karayolundan 36 mil dolaşmaktan kurtuluyorlardı. Servis, günde iki kez olmak üzere dört ay sürdü.

İLK KAÇIRILAN UÇAK

Havacılık tarihinde kaçırılan ilk uçak, Cathay Pasifik Havayolları Catalina'ya ait "Miss Macao" adlı uçan-gemidir. 16 Haziran 1948 günü, Hong Kong'a gitmek üzere Macao'dan havalanışından az sonra Wong-yu Man adlı bir toprak işçisinin önderliğindeki bir grup Çinli tarafından ele geçirildi. Korsanlar, yolcuları rehin almak istiyorlardı. Ancak, pilot direndi. Korsanlar, silahlarını ateşlediler ve uçak düştü. Kurtulan tek kişi ise, korsanların lideri Wong-yu Man oldu. Önceleri kimse onun korsanların başı olduğunu anlamadı. Uçağın enkazındaki kurşun deliklerini bulan polis, bir adamını Hong-Kong'daki hastanede yatmakta olan Wong-yu Man'ın yanındaki yatağa yatırdı. Çok geçmeden, Wong-yu Man'ın "çenesi düştü" ve tüm olup biteni yatak komşusu olan gizli polise anlattı. Öyküyü tümüyle kayda alan Hong-Kong polisi de gerekeni yaptı.

İLK FLORESAN

ABD'nin Ohio eyaletinin Nela Park kentinde, General Electric Co. tarafından geliştirildi ve 1935 yılının Eylül ayında, Cincinnati'de yapılan Aydınlatma Mühendisliği Derneği'nin yıllık toplantısında tanıtıldı. 60 santim uzunluğunda, yeşil ışık veren tüp, "büyük umut vaat eden bir deneme" olarak kamuoyuna takdim edildi. Bu tür lambaların ilk pratik kullanımı, 23 Kasım 1936 günü, ABD Patent Bürosu'nun yüzüncü yıldönümü nedeniyle Washington' da verilen bir akşam yemeğinde, yemek salonunun aydınlatılmasıyla yapıldı. Floresan lambaları, 1 Nisan 1938'den itibaren hem General Electric, hem de Westingbouse firmaları tarafından piyasaya sunuldu.

PARMAK İZİNDEN İLK FAYDALANMA

Bu sistem, İskoçyalı fizikçi Henry Faulds tarafından, Tokyo'daki Tsukiji Hastanesi'nde çalıştığı sırada geliştirildi. Faulds'un "Nature" dergisine yazdığı şu mektup, 2 Ekim 1880'de yayınlandı:

"Eğer bir balçığa, cama, kâğıda ya da herhangi bir şeyin üzerine parmak izleri alınırsa, suçluların bulunmasında büyük ölçüde yardımcı olur. Ben, bu konuda iki deney yaptım ve çok başarılı sonuçlar aldım. Deneylerden birinde, şişenin üzerinde kalan yağlı parmak izleri, yasak bir ilacı kimin içtiğini ele verdi. İkinci olayda da beyaz badanalı bir duvara tırmanmaya çalışan bir adamın bıraktığı parmak izleri, kendisinin bulunmasını çok kolaylaştırdı." 

Maalesef Henry Faulds'un önerisi. İskoç polisi tarafından ciddiye alınmadı. Parmak izlerinden yararlanmaya başlayan ilk polis birliği, Buenos Aires Eyalet Polisi'nin La Plata birimi oldu. Birim Komiseri Juan Vucetich'i suçluların özelliklerini tasnif eden bir bölüm kurmakla görevlendirmişti. Vucetich, bu arada parmak izi yönteminden de yararlandı ve 31 Mart 1892'de dünyanın ilk parmak izi bürosunu kurdu.

PARMAK İZİ YÖNTEMİYLE İLK OLAY AYDINLATILDI

Bu konuda ilk başarıyı, La Plata polisi, 1892 yılının Temmuz ayında gösterdi. Francisca Rojas adlı bir kadın, evinden her yeri kan içinde çığlıklar atarak çıktığında saldırıya uğradığını ve çocuğunun öldürüldüğünü söylüyordu. Kadın, uzun süredir kendisiyle evlenmek isteyen komşusu Velasquez'i suçladı. Genç adam, aynı akşam tutuklandı ve itirafa zorlandı. Bu sırada, polisin kulağına bazı söylentiler geldi. Bu dedikodulara göre, kadının evlenmek istediği bir başka adam vardı. Ama bu adam, çocuklu bir kadınla evlenemeyeceğini söylüyordu. Bunun üzerine poliste bazı kuşkular başgösterdi. 

8 Temmuz günü, La Plata'dan gelen Müfettiş Eduardo Alvarez, olaya el koydu. Soruşturma sırasında, kadının yaşadığı kulübenin kapısında bazı kanlı parmak izlerine rastlayan Alvarez, izlerin bulunduğu bölümü keserek, incelemek üzere La Plata'ya gönderdi. Bu arada, kadının suçladığı adamın parmak izlerini de alıp La Plata'ya göndermeyi unutmamıştı. Sonunda, kanlı parmak izlerinin kadına ait olduğu anlaşıldı. Bu kanıt karşısında sorguya çekilen kadının dili çözüldü ve suçunu itiraf etti. Sevdiği adamla evlenebilmek için kendi çocuğunu öldürmüştü. O dönemde, Arjantin'de kadınlara idam cezası verilmediğinden, ömür boyu hapse mahkûm oldu.

DERLEME: Timuçin ÖZAT

Bu haber 1282 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum